16 Şubat 2012 Perşembe

Terazinin son yazısını okuyunca yazmak geldi içimdem. Ben de aynı düşünceleri paylaşıyorum çünkü.

Bir listeye bağlı kalmak başkalarının elbisesini giymek gibi, uymuyor üstümüze.

Neredeyse 5 aydır benim yaptığım da uyarlama bir diyet oldu. Karatay diyetini -ki kendisi yüksek protein ve düşük karbonhidrat içerir- uyarladım kendime. Eskiden de bu tarz beslenmiş ama bir süre sonra vazgeçmiştim. Çünkü önceleri tam uyuyordum, aradan bir iki ay geçince kaçamaklar başlıyordu ve kilo vermiş olsam da vazgeçiyordum diyetten, tekrar başa dönüyordu her şey.

Şimdi ne değişti diye soruyorum kendi kendime 5 ay oldu ve ben hala neden diyet yapıyorum? Aradaki fark ne?

1. Eskiden diyet yaparken verilen listeye harfi harfine uyar ama aradan biraz zaman geçince ben biraz kilo verip moral bulunca yapılan bir kaçamak olan oldu mantığıyla devamını getirir diyet çöpe gider ve verilen kilolar geri gelir(di)

5 aydır diyet yapıyorum, yüksek protein ve düşük karbonhidrat tüketiyorum. Evde ne varsa o. Bugün şunu yemeliyim gibi bir derdim yok. Salata ve ayrandan birini her daim masamda bulunduruyorum. Et veya sebze ya da sebzeli et yiyorum. Kış mevsiminde olduğumuzdan kış sebzeleri tüketmeye daha çok dikkat ediyorum. Ama buzlukta bekleyen taze fasülyeyi de haftada on beş günde bir menüye ekliyorum. Sağlıklı bir beslenme şekline kavuştuğumu söyleyebilirim.

Kaçamaklar artık rutin oldu bende. Çiğköfteden yaşpastaya, sigara böreğinden ekmek tatlısına kadar şu 5 aylık süre içinde yemediğim hiç bir şey yok. Yiyorum ama bundan dolayı suçluluk duymuyorum. Bir gün sonra normal listemle devam ediyorum.

2. Karatay diyetinin bana kazandırdığı en güzel alışkanlık akşam 7'den sonra yemek yememek oldu.

Buna çoğu zaman uydum. İşten geç çıktığım ve misafirliğe gittiğim günler hariç neredeyse tam uydum.  Sanırım kilo vermemde en etkili şeylerden biri de bu oldu. Çünkü ben eskiden kahvaltı ve öğlende herkesin yediği kadar normal yer, akşam eve gelince yatana kadar sürekli atıştırırdım. Bu sayede o kötü alışkanlıktsan kurtulmuş oldum.

3. Hedefim nekadar kilo vereceğim ve ne kadar kısa sürede vereceğim üzerine odaklanmadı. Sadece kilo vermek üzerinde durdum.

Verdiğim her kilo beni memnun etti. Veremediğim zamanlarda her ne kadar moralim bozulsa da hep şunu düşündüm: "Aysel, sen zayıfladın. Geçen aydan daha zayıfsın. Aylarca, bu kiloda kalsan bile hala eskiye göre zayıf olacaksın." Bu düşünce beni mutlu etmeye yetti. Kilo vermediğim zamanlarda moral bozukluğunu gidermek içn yemeklere saldırmamı önledi.

İşte böyle arkadaşlar.
Hepinizin  kendine yakışan, uyan diyeti bulması dileğiyle...

4 yorum:

esmer dedi ki...

Aysel öncelikle yazdıklarında çok haklısın. Çünkü gerçekten sabah öğle şu akşam şu sürekli aynı şeylerden bazen sıkılıyor ama yaşam düzeni haline getirince insan daha kolay adapte oluyor. Ben senin bu yaz blogunda kilo bildirimi yaptığında kilonu 85-90 arası bir kilo yazacağına inanıyorum. Kolay gelsin.

Aysel dedi ki...

İnşallah Esmer, herkes kilo versin moral bulsun. Güzel dileklerde bulunanlar da altın bulsun:)

Terazi dedi ki...

Esmer'in öngörüsüne +1 :))

Aysel'cim "aklın yolu bir" denir, gerçekten öyle. Aklımız aslında hep doğruları söylüyor da, bizim alıcıların devamlı açık olması şart..

:)

Aysel dedi ki...

Terazi,
Alıcı ayarları, zaman zaman yeme fırtıları, tatlı sağanak yağışları sebebiyle bozulabiliyor.

Bundan dolayı düzeni bozmayıp kararlı olmak lazım:)

20 Ekimde 500. günüydü Mide ameliyatı olmamın. Geçen sene 20 Ekimde 80-81 kiloymuşum. 500. günde tartıldım 80 kiloydum. Kilo verme sürec...